Astroloji hiçbir zaman ilgimi çekmemiştir. Mantığım bir türlü almıyor, nasıl olur da gökyüzündeki gezegenlerin insan hayatı üzerinde bir etkisi olabilir? Geçen gün ofiste bir arkadaşım senelerdir astrolog Susan Miller'ı takip ettiğini söyleyince girip baktım. Yine benzer hisler ile siteden ayrıldım, saçmalık. Ama tabi ki bu astroloji nerden çıkmış diye merak etmeye başladım. Araştırmak için ilk olarak arkeoloji profesörü olan babama danıştım. "İlk olarak Babil'de görüyoruz kızım. Savaş sonuçlarını daha iyi tahmin etmek isteyen hükümdarların isteği üzerine çıkartılmış bir yöntem" dedi. Bundan sonrasını da ben araştırdım.
M.Ö. 3. yüzyılda Babil'de görülmüş. Din adamları tarafından, tanrıların isteklerini anlamak üzerine kullanılan bir yöntemmiş. Astroloji ile ilgili ilk yazıt M.Ö. 1600'ye aitmiş (Enuma Anu Enlil) ve astrolojik göstergelerin politika ve ulusal meseleler üzerindeki etkileri anlatılıyormuş. Tüm iyiliklerin de, kötülüklerin de gökyüzünden geldiğine inanan Babilliler, tanrıların gökyüzünde birer mekanı olduğunu düşünüyorlarmış. Bildikleri 5 adet gezegen varmış ve her biri bir tanrıyı temsil ediyormuş; Jüpiter, Venus, Saturn, Merkür ve Mars. Bu 5 gezegenin her birinin bir tanrıya ait olduğu düşünülürmüş. Bu tanrıların/gezegenlerin hareketlerini doğru yorumlayabilmeye çabalarından da astroloji doğmuş. Doğru yorumlayabilmek için iki yola başvurmuşlar.
1) Daha önce tanrılar benzer konumdayken olan olaylar (tarih tekerrürden ibarettir)2) Gözlenen olayın zihinde yarattığı çağrışımlar
Eski zamanlarda astroloji sadece devlet işleri ve kralın kaderini yorumlamak için kullanılırmış. Bizim anladığımız kişisel astroloji çok daha yakın zamanda kullanılmaya başlamış.
No comments:
Post a Comment