Wednesday, September 29, 2010

Biyografi severseniz bu podcasti dinleyin

Ben biyografi okumayi çok seviyorum, hatta bir kitapta da aradığım hep karakterlerin detaylı anlatılmış olmasıdır. Kurgusu ne kadar iyi olursa olsun, bir kitabın karakterleri zayıfsa bir türlü sonuna gelemiyorum. Biyografi okumak istiyorum derken bir iki ay önce Oxford Biographies diye bir podcast serisine rastladım. Oxford ismini duyunca da hemen atladım. Bu podcastlerden şimdiye kadar yüzlerce kişinin hayatını dinlemişimdir ama çok azı tanıdığım kişilerdi. Yine de anlatımı o kadar akıcı ki çok büyük keyifle dinletiyor kendini. Size de tavsiye ederim, 57.000 üzerinde biyografi var. 
Iphone ve Ipad için Itunes'dan indirebilirsiniz. Bilgisayardan dinlemek için linke tıklamanız yeterli.

Tanistirma kurallari

Gorgu kurallari onem verdigim kurallar. "anladin mi" denilmesi, ofiste giyilen parmak arasi terlikler, yemek masasinda ellerin kucakta durmasi, cumle icinde uygunsuz kelime kullanimi gibi bazi kucuk seyler beni hep rahatsiz etmistir. Bu sebeple internette dolasirken "how to introduce people" yazisini gorunce ilgimi cekti, belki bilmedigim birsey vardir diye okudum. Varmis gercekten de... Bilmedigim iki insani tanistirirken dikkat edilmesi gereken bir tanistirma sirasi varmis. Sira soyle;
1) yasindaki buyuk olanin adini once soylemek gerekiyormus (bu tahmin edilebilir)
2) is ortamindaysaniz kidemli olan kisinin adini once soylemek gerekiyormus
3) informal bir ortamda iseniz erkegin adi, kadininkinden sonra soylenirmis (erkegi kadina tanitiyorsunuz yani, kadininkinden erkege degil, bunu tahmin edemezdim)
4) kadin erkek tanistirmalarinda 2. Madde onemli oluyor. Kadin daha kidemli ise once onun adi soyleniyormus.
5) eger iki arkadasinizi tanistiriyorsaniz hangisi daha eski arkadasiniz ise onun adini ilk soyluyormussunuz.

Bi de su hangi bicak ne icine baksam iyi olacak. :P

- Posted using BlogPress

Tuesday, September 28, 2010

Offf yine bir ilustratöre bayıldım - Gustavo Aimar

Oğlumun bayıldığı bir çocuk şarkısı var; Feliz Navidad. Aslen Jose Feliciano şarkısı ama bizimki çocuklar için yapılan versiyonunu seviyor. Ne demek diye internete bakarken ilgili görsellerde rastladım Gustavo Aimar'a. Sol üstteki resmin adı Navidad.  Diğer eserlerini görünce daha da bayıldım.
Bu arada Feliz Navidad, Merry Christmas, mutlu Noeller demekmiş. 


 

Barbie Center - Shanghai

50. doğumgününü kutlayan Barbie, Shanghai'da ilk güzellik ve alışveriş merkezini açmış. 6 katlı bu merkezde dünyanın en büyük Barbie koleksiyonu bulunuyormuş, toplam 800 adet Barbie bir arada! Merkezin tamamı tabi ki Barbie üzerine kurulu. İçeride designer markaları, Barbie kıyafet ve aksesuarlarının satışının yanısıra farklı aktivite köşeleri de yapmışlar; Design center'da Barbie'nin nasıl dizayn edildiğine dair gizli bilgiler paylaşılıyormuş. (Neden gizlendiğini ben anlayamadım ama), Barbie SPA'da masaj ve bakım yaptırılabiliyormuş, Barbie Fashion Stage'de ise çocuklar kendi kıyafetlerini seçip, saçlarını başlarını yaptırıp defileye çıkabiliyorlarmış. Böyle şeyleri Türkiye'de açmak lazım. Nişantaşı'nda bir Barbie Center düşünebiliyor musunuz? 




Friday, September 24, 2010

Karincalar neymis be!

Ortamda acilan karinca konusu uzerine yine okudum ve bu sefer de karincalarla ilginc birsey ogrendim. Sussex universitesi karincalarin hafizasi oldugunu kesfetmis. Yururken yola biraktiklari kimyevi salginin yaninda gelismis bir gorsel hafizalari varmis. Yurudukleri yolun cografyasini ve etraflarindaki olusumlari da hatirlayabiliyorlarmis. Acaba karincadan kurtulmanin yer silmek disindan diger bir yolu olarak da mobilyalarin yerini mi degistirmeli?

Ayrica karincalarla ilgili diger bir sasirdigim bilgi de koloniler arasi savas yaptiklari oldu. Saldirdiklari koloninin yumurtalarini calip, dogduklarinda da bu karincalari esir olarak kullaniyorlarmis. Haydaaaaa!!


- Posted using BlogPress

Yuh bu karincalar 9. kata bile cikiyor!

Bugun ofiste evini karinca basan bir arkadasim konusunu acti ve bu durumdan kurtulmanin yollari tartisilmaya baslandi. Daha once arastirmistim, denemistim ve anlattim. Karincalar yurudukleri yerlere pheromone isimli kimyasal bir madde birakiyorlar. Bu koku diger karincalara o yonde yiyecek oldugunu gostermenin tek yolu. Koloninin diger uyeleri de bu kokuyu takip ederek yiyecege ulasiyorlar.




Karincalardan kurtulmak icin yapilmasi gereken en onemli sey bu kimyevi kalintiyi ortadan birakacak sekilde ve kuvvette yurudukleri yeri silmek. Ben Mr.Muscle ile denedim ve cok basarili oldu. Ilk silinisinizde ne yazi ki kurtulamayacaksiniz ama 4-5 gun sildikten sonra karincalarin artik gelmedigini goreceksiniz. Unutmayin tek bir karinca gorseniz dahi tum yurumus olabilecegi yollari iyice silmelisiniz. Zira bu karinca zaten tum o kimyevi yolu yapan karinca.


- Posted using BlogPress

Wednesday, September 22, 2010

It gets better project

Bugün internette birkaç yerde "It gets better project" diye birşey gördüm. Bir iki kere görünce neymiş diye okuyayım dedim. YouTube'da eşcinsel komünite tarafından yaratılmış bir kanal. Büyüyüp, hayatını düzene koymuş eşcinseller herşeyin nasıl zamanla daha da iyiye gittiğini, kendi hayatlarından örnekler vererek anlatıyorlar. Hikayelerinin çoğunda ilkokul ve ortaokul yıllarında nasıl diğer çocuklar tarafından dalga geçilen, dayak yiyen kişilerken, bugün ne kadar mutlu olduklarını anlatmışlar. Diğer eşcinselleri de kendi hikayelerini anlatmaya ve kendini umutsuz hisseden eşcinsellere geleceğin olumlu taraflarını göstermeye davet ediyorlar.Çok düşünceli ve güzel bir kanal. Fikre de bayıldım. Ayrıca başka konularda da bu tip desteklerin başlaması için çok ilham verici. 

Astroloji nereden çıkmış?

Astroloji hiçbir zaman ilgimi çekmemiştir. Mantığım bir türlü almıyor, nasıl olur da gökyüzündeki gezegenlerin insan hayatı üzerinde bir etkisi olabilir? Geçen gün ofiste bir arkadaşım senelerdir astrolog Susan Miller'ı takip ettiğini söyleyince girip baktım. Yine benzer hisler ile siteden ayrıldım, saçmalık. Ama tabi ki bu astroloji nerden çıkmış diye merak etmeye başladım. Araştırmak için ilk olarak arkeoloji profesörü olan babama danıştım. "İlk olarak Babil'de görüyoruz kızım. Savaş sonuçlarını daha iyi tahmin etmek isteyen hükümdarların isteği üzerine çıkartılmış bir yöntem" dedi. Bundan sonrasını da ben araştırdım. 
M.Ö. 3. yüzyılda Babil'de görülmüş. Din adamları tarafından, tanrıların isteklerini anlamak üzerine kullanılan bir yöntemmiş. Astroloji ile ilgili ilk yazıt M.Ö. 1600'ye aitmiş (Enuma Anu Enlil) ve astrolojik göstergelerin politika ve ulusal meseleler üzerindeki etkileri anlatılıyormuş. Tüm iyiliklerin de, kötülüklerin de gökyüzünden geldiğine inanan Babilliler, tanrıların gökyüzünde birer mekanı olduğunu düşünüyorlarmış. Bildikleri 5 adet gezegen varmış ve her biri bir tanrıyı temsil ediyormuş; Jüpiter, Venus, Saturn, Merkür ve Mars. Bu 5 gezegenin her birinin bir tanrıya ait olduğu düşünülürmüş. Bu tanrıların/gezegenlerin hareketlerini doğru yorumlayabilmeye çabalarından da astroloji doğmuş. Doğru yorumlayabilmek için iki yola başvurmuşlar. 
1) Daha önce tanrılar benzer konumdayken olan olaylar (tarih tekerrürden ibarettir)
2) Gözlenen olayın zihinde yarattığı çağrışımlar
Eski zamanlarda astroloji sadece devlet işleri ve kralın kaderini yorumlamak için kullanılırmış. Bizim anladığımız kişisel astroloji çok daha yakın zamanda kullanılmaya başlamış. 

Tuesday, September 21, 2010

Aurora'yı artık canlı izleyebileceğiz. Aurora da ne?

Babama sordum küçükken de hep gökyüzünü merak edermişim, şimşekleri keyifle izlermişim, yıldızları sorarmışım, yağmurda dışarı çıkmak istermişim. Sorduklarında da, hatırlıyorum hep astronot olmak istiyorum derdim, coğrafya dersime de bayılırdım. Çocuk işte deyip geçmişler. Halbuki gerçekten gökyüzü ile ilgili şeyler halen ilgimi çekiyor. Astronot olabilir miydim bilmem ama kesin meteorolog olurdum. Neyse yine Nasa, Discovery channel haberlerini takip ederken Kanada Uzay Ajansı bugunden itibaren Aurora canlı yayını yapmaya başladığını öğrendim.
Aurora, kutup belgesellerinde gördüğümüz gökyüzündeki rengarenk dalgalanmalar, oluşumlara verilen isim. Resimde gordugunuz gibi. Kuzey kutbunda her sene Ağustos sonu, Eylul başı gibi başlayıp Mart ayına kadar sürüyor. Tam zıt zamanlarda da güney kutbunda oluyor. Güneşte gerçekleşen manyetik patlamalar atmosferimiz ile çarpıştığında ortaya çıkan enerji farklı renkler oluşturuyor. Canlı yayında izlemek için buraya tıklayabilirsiniz. Kanada'da gece iken ancak izleyebilirsiniz.

Gokyuzune bakarak Kuzeyi nasil bulurum?

Monday, September 20, 2010

Besiktas'taki anit agaca bakmadan gecmeyin

Besiktas meydaninda, iki seridin ortasinda bir agac vardir. Her gecisimde bu cirkin agac neden burada diye merak ederdim. Bugun ogrendim ki meger o bir cinar agaciymis ve aslen muhtesem bir anit agacmis.
Ciceklerle ilgili bilgileri bulabileceginiz, Ege Universitesi Ziraat Fakultesinin olusturdugu www.agaclar.net diye bir forum sitesi var. Besiktas'taki bu anit agacin bugunku budanmis halini ve gecmisteki orijinal resmini koymuslar, cok uzucu.
Cinar agacinin kokleri cok fazla asfalt ve beton ile cevrili oldugundan eger budanmaz ise devrilme yasanabilir demis bir hoca. Ama daha guzel bir oneri olarak da yere, kokleri havalandiracak delikler acilip daha guzel bir budama yapilabilecegini soylemis. Tabi bir agac icin bu kadar ugrasa kim girer?!!
Celik Gulersoy'un Istanbul'un Anıtsal Agaclari kitabindan Nese hanimin tarayip koydugu orjinal resim de iste bu.

Agaclar.net'te mavi legen uygulamasindan da bahsediliyor :)

Harvard'da ders dinlemek gibisi yok!

Bir iki senedir MIT, Berkeley, Yale, UCLA, Harvard, Ohio State gibi bircok universite derslerini bedava olarak dunyayla paylasiyor. Tarih, arkeoloji, fizik, astronomi, bilgisayar teknolojileri, psikoloji, sosyoloji, matematik, kimya, edebiyat, ekonomi, biyoloji, muhendislik gibi neredeyse her alanda arayabileceginiz tum dersleri internet uzerinden izleyebiliyorsunuz. Tum bu derslerin linklerini bir arada gorebileceginiz bir sayfa buldum, siz de alin buradan bookmarklayin.

Tabi ki sinifta olmak gibi degil ama dersler gayet rahat bir sekilde takip ediliyor. Bazen ogrencilerin sordugu sorulari duymak zor olsa da, alacaginiz bilginin esi benzeri yok. Ben simdilik Berkeley'de Sosyal Psikoloji derslerini izlemeye basladim. Sonra Japonca ogreneyim diyorum. :P

Siz hangi dersi dinlemek istersiniz?

- Posted using BlogPress

Sunday, September 19, 2010

Stumble cok guzel yaaa - Serge Birault

Gunde bir iki kere Stumble ediyorum. Begendigim birseye hemen rastliyorum zaten, ondan sonrasi dipsiz kuyu. Oraya tikla, buraya tikla, bu ne, o ne derken kendimi alakasiz bir yerde buluveriyorum. Yine bu sekilde ceylan sicramasi yaparken Serge Birault diye Fransız bir ilustratore rastladim. Bayildim. Belki de duymussunuzdur, odullu filanmis, ben ilk defa gordum. 
 

Myth busted - Cevizin dibi ağır olur - or not?

Bu haftasonu Sapanca'da annemden yine bir halk inanışı öğrendim; "Cevizin dibi ağır olur". "Ceviz ağacının altında oturulmaz, bir ağırlık çöker" dedi. Hurafe mi, değil mi diye araştırayım dedim. Amma zormuş meğer hurafesi olan birşeyi araştırmak. Yazıların yarısı hurafe diyor, diğer yarısı doğru diyor. Ceviz agacının altında şeytan yaşar diyen siteler bile var. Neyse araştırmamın sonucunu açıklıyorum; ceviz ağacı altında OTURULMAZmış.
Ceviz ağacının kökleri ve yaprakları Juglon isimli toxin bir madde üretiyormuş. Bu madde diğer bitkilerin oksijen almasını engelliyormuş. Ceviz ağacının altında, kesildikten sonra bile, yaşayan bitki sayısı çok azmış. Ayrıca çoğunlukla mayıs ayında ürettiği polenler de özellikle insanlar ve atlarda alerjik reasksiyona sebebiyet veriyormuş. Daha fazla bilgi icin Ohio Universitesi ve West Virginia üniversitelerinin ilgili sayfalarına bakabilirsiniz.

Kiraz kurtlanmasina karsi Mavi Legen uygulamasini duydunuz mu?

Saturday, September 18, 2010

Harcadiklarindan 4 kat fazla enerji ureten kasaba

Almanya'daki Sonnenschiff solar kasabasini belki daha once duymussunuzdur. Bu kasaba pasif bir kasaba olmak uzere kuruldu. Yani amaclari hicbir sekilde fosil yakit kullanmayarak hayatlarini idame ettirmekti. Bugun geldikleri noktada ise harcadiklarinin 4 kati enerji uretebiliyorlarmis.

 

Kasabanin mimari Rolf Disch, tum evleri hem yazin, hem kisin maksimum gunes isigi alacak sekilde yerlestirmis. Evlerin catisi uzun gunes panellerinden olusuyor. Pencereler, isigi almak fakat isiyi kacirmamak icin cift degil 3 katli. Kasabada tabi ki ulasim sadece yuruyerek, bisikletle ve elektrikli araclarla yapiliyor.
Turkiye'de hic bu tip pasif bir komunite projesi var mi acaba?







Google instant search - aninda goruntu




Google'in arama motorunda yaptigi yeniligi sanirim artik herkes duymus veya fark etmistir. Google'da herhangi birsey aramaya basladiginizda, ilk harften itibaren aramanizi tahmin etmeye calisan bir liste cikiyor ve siz diger harfleri girdikce bu liste degisip duruyor. Amaci ise siz daha yazarken, en cok yapilan taramalardan sizin aradiginiz bilgiyi size en hizli sekilde getirmek.
Gunlerce Google'in neden boyle bir iyilestirme uzerinde kafa patlattigini anlayamamistim. Bugun bir aciklama okudum ve biraz ikna oldum. Instant oncesi bir kisinin Google'da aradigi kelimeyi, cumleyi yazmasi ortalama 9 saniye suruyormus. Gercekten uzun bir sure (dalga gecmiyorum, bence de gercekten uzun). Ayrica bir kisinin klavye uzerindeki iki tus arasinda gecis yapmasi 300 milisaniye iken, iki farkli sayfaya goz atmak 30 milisaniyeymis.
Kullandikca begendigim tarafi ise tam olarak ne aradigimi bilmedigimde, yaptigi onerilerin isimi kolaylastirmasi oldu. Ozellikle ingilizce cumle kurarken emin olamadigim kelimeleri cok isabetli tahmin ediyor. Yasasin Google, keske herkes senin kadar titiz olsa.

- Posted using BlogPress

Thursday, September 16, 2010

Tim Burton'a yapilan eziyet

Tim Burton'ın meslek hayatinin ilk basinda Disney'e girdigini ogrendigimde cok sasirdim. Hele hele Fox and the Hound isimli cizgi film cizerlerinden biri oldugunu duyunca iyice sasirdim. Sagdaki resme bakinca ne demek istedigimi daha iyi anlayacaksiniz. Bu karakterleri cizmek sizce Tim Burton'a nelere mal olmustur?

Neyse sonra Diney'dekiler de mantikli cikmis ve Tim Burton'ı conceptual artist yapmislar. Bu sefer de kendisinden The Black Cauldron isimli cizgi film icin karakter yaratmasi istenmis. Soldaki alttaki karakteri cizmis. Bu cizimi goren Disney, Tim Burton'i bu gorevden de almis. The Black Cauldron'in bitmis halini de koyuyorum ki farki daha net gorun.
Neyse ki Disney, Tim Burton'i kendi haline birakip, yaratmaya devam etmesine musaade etmis. Tim Burton burada kendi kendine bircok cizim yapmis ve sonunda da Frankenweenie filmini cekmis. Disney bu filmi sadece Avrupa'daki sinemalarda gosterilmek uzere gondermis. Bu filmi goren Stephen King, Warner Bros'daki arkadasina gostermis. Ve boylece Tim Burton Warner Bros birlikteligi ve sevdigimiz Burton filmeeri gelmeye baslamis. Tesekkurler Stephen King!

Wednesday, September 15, 2010

Oyun oynamanin faydasi ispatlanmis

New York Rochester Universitesi psikologu Daphne Bavelier'in yaptigi arastirmada bilgisayar oyunu oynamanin faydalari tespit edilmis.
Yapilan deneyde iki grup olusturulmus; haftada 5 gun aksiyon oyunlari oynayanlar ve hic oyun oynamayanlar. Bu kisilere oncelikle refleks testi yapilmis. Bir cizgi uzerinde ard arda ilerleyen noktalarin hangi yone gittigini 2 saniye icinde klavyeye girmeleri istenmis. Sonrasinda test gittikce zorlastirilmis, noktalarin bazilari saga, bazilari sola gitmeye baslamis. Bu testte tabi ki oyun oynayanlar cok daha hizli tepki vermisler.

İkinci testte ise bu sefer deneklere kulaklik verilmis ve sesin sagdan mi soldan mi geldigini tespit etmeleri istenmis. Yine tabi ki oyun oynayanlar cok daha hizli tepki verebilmisler.Counter strikecilar bu oyunda ozellikle gelismistir herhalde.
Ucuncu testte ise bir gruba gunde 2 saat ile sinirli olmak kaydi ile toplam 50 saat aksiyon oyunlari oynatilmis. Diger gruba ise gunde 2 saat SIMS tarzi simulasyon oyunlari oynatilmis. Sonra da tepki ve ses testleri yinelenmis. Aksiyon oyunlari oynayanlarin yine tepki verme sureleri diger gruba ustun gelmis.
Oyun zararli diyenler utansin. Turk dizileri daha faydali sanki :P

Oyunlarla ilgili diger yazilar
Mindshift oyun dunyasinda yeni boyut.
HOGGY - Ipad/ iphone platform oyunu

Dunyanin en buyuk yalancisi - Han Van Meegeren

1889 yilinda dogan Van Meegeren kendi resimleri ile unlu olamayan bir ressam.  Kendi resimlerinin bes para etmeyecegini anlayan bu adam 1600'lu yillarda yasayan Johannes Vermeer'in resimlerini kopyalamaya karar verir ve bunun icin yillarca calisir.
İlk kopyasi sagda gorulen resim, cok unlu bir sanat uzmani tarafindan heyecanla onaylaninca onu acilir. Ardi arkasi kesilmeyen Vermeer kopyalari yapmaya baslar. Kopyalarindan birini (soldaki) Hitler'in sag kolu Hermann Goering'e bile satar ve en buyuk hatasini yapar. Savas bittiginde boyle onemli bir eseri Goering'e sattigi icin vatan haini ve Nazi yanlisi olarak tutuklanir. Savunmasini resimlerin kopya oldugunu itiraf ederek yapar. Mahkeme ona inanmaz ve mahkeme salonunda sifirdan bir kopya yapmasini ister. O da tabi ki yapar ve 1 sene ceza ile kurtulur ama hapse girisinin ikinci ayinda kalp krizinden olur. 
Kopyalarinin satisindan bugunun parasi ile toplam yarim milyar dolar para kazandigi tahmin ediliyor.

Diger bilinmesi gereken genel kultur konulari
Hickirik gecirmenin en etkili ve garip yolu
Kuslar neden hizla giden otomobillerin onune atlar?
Kiraz kurtlanmasina karsi mavi legen uygulamasi
Birinci dunya savasinda enteresan bir kamuflaj
Kuzey gece nasil bulunur?
Kuzey gunduz nasil bulunur?


Dazzle - Derdi kamufle degil sasirtma

Dazzle, birinci ve ikinci dunya savaslarinda savas gemileri uzerine yapilan kamuflajin ismi. Gemileri her turlu hava kosulunda kamufle edemeyecegini kabul eden askeriye, geminin yerini ve rotasini anlayan sistemlerie karsi bu karisik geometrik sekilleri bulmus.
O zamanin gozleme cihazlari manuel olarak calistiriliyormus. Geminin yerinin anlasilabilmesi icin bakan kisinin mercegin her iki tarafini da simetrik olarak ust uste getirmesi gerekiyormus. Bu sekillerle boyle birsey tabi ki mumkun olmuyordur. Sonrasinda bu sekiller farkli renklendirmeler ilde daha da etkin hale getirilmis. İkinci dunya savasinin sonunda radar cikinca bu uygulamada yok olmus.

Sivrisinek isirigi neden kasiniyor?

İlk olarak sivrisinekleri takdir etmek lazim. Askeri bir savas ucagi kadar etkin araclari var. 
1) karbondiyoksit ve laktik asidi 36 metre uzakliktan hissedebiliyorlarmis
2) ozellikle kamuflaj kiyafeti giymediyseniz sizi kesinlikle cok rahatlikla gorebilirlermis
3) isi algilayicilari varmis
Yani sivrisinekten kacmanin ilac harici pek de yolu yok. 
Sadece disi sivrisinekler isirirmis. Igneleri cok sivri oldugundan genellikle isirdiklarini hissetmiyormusuz. Tukuruklerindeki protein kanin pihtilasmasini engelliyormus. Sivrisinegin isirdigi yerdeki proteini atmak isteyen bagisiklik sistemimiz reaksiyon gosterdigi icin kasiniyormusuz. Yasasin OFF.

Karasinekler neden oramiza buramiza konar?

Karasinek neden bacağa konar?

Yazın en sevilmeyen tarafı nedir?

Sinekleri...

Hele kara sinekler yok mu! Sanki koca evde konacak yer yokmuş gibi, gelip gelip kolumuza bacağımıza konar insanı sinir ederler. 

Sivrisinekler gibi sokuyor olsalar, kan emiyor diyeceğiz. Ama yok çoğunlukla sadece konuyorlar, duruyorlar. Deli mi bunlar? Ne istiyorlar bacaklarımızdan, kollarımızdan?
 
Meğer karasinekler ağızları ile değil, ayaklarındaki minik kıllar sayesinde tat alıyorlarmış. 
İyyk. Farkli noktalara konarak yemek arıyorlarmış yani.
En aktif olduklari saatler, sabah 9 ila 11 arası ve akşamüstü 4 ila 7 arasıymış. Öğlen uykusuna yatıyorlar desenize!!
 
Karasineklerin sokan cinsi genelde dişi olanlarıymış.  

Açıkk mavi, sarı, turuncu renkleri fazla sevmezlermiş. 
Kırmızı, yeşil, kahverengi ve koyu mavi renkleri ise özellikle severlermiş.

Tuesday, September 14, 2010

Sanal dunya gercek olsa - Alejo Malia

Yine bir ilustrator begendim; Alejo Malia. Google maps gercek olsaydi basligi ile Mashable'da tanitmislar. Gercekten ilginc olurdu. :D
Diger begeneceginizi dusundugum sanatcilar
Miss Miza
Nathalie Miebach




Monday, September 13, 2010

Jack ass; Steve-O

Bu gece YouTube'da canli olarak izleme sansi bulacagimiz Steve-O'nun kim oldugunu okudum ve cok sasirdim, acidim.
Steve-O MTV'nin unlu catlak sovu Jackass'in iki yildizindan biri. Bircok kere izleyip aman ne deli adam dedigimiz adam gercekten uyusturucu muptelasiymis ve psikolojik sikintilari yuzunden uzun sure tedavi gormus.Evde denemeyin demekle haklilarmis yani.

Steve-O 1972 dogumlu. Uluslararasi bir sirketin ust duzey yoneticilerinden biri olan babasinin seyahatlari sebebi ile uzun seneler ailesi ile farkli ulkelerde yasamis. Lise doneminde dersleri cok kotu oldugu icin okuldan ayrilmis ve palyacoluk okuluna gidip, mezun olmus. Hicbir sirk kendisine is vermeyince bit pazarinda bir sirkte calismaya baslamis. Bit pazarindaki gosterisini goren MTV tarafindan Jackass'te rol almak uzere ise alinmis ve bildiginiz uzere cok basarili olmus. Bundan sonra ardi arkasi kesilmeyen tutuklamalari olmus. Cogu da toplum icinde cis yapmak sucundan. Bir keresinde Oscar icin duzenlenen bir partide kirmizi haliya dahi cis yapmis. Isvicre'ye yuttugu prezervatif icinde kokain ve LCD sokmaya calisirken yakalanmis. 2008 yilinda Jackass programinin diger yildizi Johhny Knoxville tarafindan salla paca bir psikiatrik hastaneye yatirilmis. Orada intihara tesebbus etmis. Kullandigi kokain, ketamin, PCP, LSD gibi bircok uyusturucudan kurtulmak icin 115 gun tedavi gormus. 2 yildir agzina bir yudum icki koymuyormus ve bu aralar Jackass 3D cekiyormus. Ayni zamanda uyusturucu bagimliligini ve nasil kurtuldugunu anlatan bir film cekmis.  Bu gece bakalim YouTube canli yayininda ne diyecek? 
Darisi Amy Whinehouse'un basina.

Sizin de cok merak edip bulamadiginiz, arastirmaya usendiginiz sorulariniz varsa yazin sizin icin arastirayim.


Kuzey'i bulmanın alternatif bir yolu

Kuzey'i yildizlari kullanarak bulmayi bir onceki yazimda anlattim. Simdiye de kuzeyi gunduz bulmayi anlatacagim. 1) Ilk olarak uzun ve ince bir sopa bulun. Ne kadar uzun olursa isiniz o kadar kolay olur 2) Sopayi yere saplayin ve golgenin dustugu yerin en uc noktasina bir tas koyun. 3) Sonra sopaya ve tasa hic dokunmadan 10-15 dakika gecmesini bekleyin. Golge yer degistirmis olacak. Golgenin yeni dustugu yerinen uc noktasina bir tas daha koyun 4) Ilk tastan ikinci tasa dogru duz bir cizgi cekin. Bu cizgi Dogu-Bati hattidir. 5) Ilk koydugunuz tas Bati tarafini, ikinci tas ise Dogu'yu gosterir. 6) Bati tasini solunuza, dogu tasini da saginiza aldiginizda baktiginiz yon Kuzey'dir. Artik gece veya gunduz kaybolmazsiniz :) - Posted using BlogPress

Location:Turkey

Versailles sarayinda modern Japon sanati

Takashi Murakami Japonlarin en onemli contemporary sanatcilarindan biri. Bu aralar Paris Versailles sarayinda sergisi gosterimdeymis. Sarayin klasik havasi ile Murakami'nin modern cizgisi cok hos bir tezat yaratmis, degil mi?

Hickirik gecirmenin garip ama en etkili yolu

Hickirik gecirmenin kullandigimiz bircok yontemi vardir; korkutulmak, limon yemek, sirke icmek, su icmek, nefes tutmak, vs. Ama bazen hicbiri ise yaramaz biri haric, tersten su icmek. Genelde bunu soyledigimde "nasil yani?" diye soruyorlar ve bir gosteri yapmak zorunda kaliyorum. Burada tek sansim da size cizerek gostermek. Cizimimin kusuruna bakmayın.
Ayaklariniza degmek ister gibi egileceksiniz.
Bu posizyonda iken su icebilmek icin tabi ki bardagin ters tarafindan icmeniz gerekecek. Yani bardagin dudaginiza uzak duran tarafindan. Resimde okla gosterdigim yer.
Bir yudum bile yeterli ama caniniza tak ettiyse iki yudum da icebilirsiniz. Hemen gececek.

Diger bilinmesi gereken genel bilgiler
Kuslar neden hizla giden otomobillerin onune atlar
Kiraz kurtlanmasina karsi mavi legen uygulamasi
Kuzey nasil bulunur?

Sunday, September 12, 2010

Facebook ve Twitter'a nasil oluyor da ters yaziyorlar?

Facebook ve Twitter'da bazi insanlarin ters yazdigini goruyorsunuzdur. Neden boyle birsey isterler bilmem ama iste size nasil yaptiklarini arastirdim. flipmytweet isimli bir web sitesi sayesinde. Siteye girince sadece iki kutu goruluyor; siz istediginizi yaziyorsunuz, asagida terse cevriliyor. Kopyalayip facebook veya tweeter'a yapistiriyorsunuz.

Bu linke tiklayin ve siz de yazacaklarinizi ters yazip, arkadaslariniza hayati zindan edin :)

Thanks Marianne!

Blogumun tipini degistirmemde yardimci olan Marianne'e cok tesekkurler. Ilk deneme icin hic fena degil.

Thanks to Marianne's explanatory blog, I managed to change the appearance of my first blog. Not so bad for a first try.

Temporary code: 7DW33USMAFAB

Saturday, September 11, 2010

Dusunceleri okuyan robot

Utah Üniversitesi'nden Bioengineering profesoru Bradley Gregor ve ekibi dusuncleri okuyan bir robot üzerinde umut verici sonuclar almislar. Bu bulus ozellikle tamamen felcli olup da, sadece goz kirparak konusmaya calisan hastalar icin gelistirilmis. Yani henuz bizim dusuncelerimizi okuyabilecek boyutta degil.

Cihaz, beyne takilan bircok mikro elektrot ile beynin verdigi tepkileri anlamaya calisiyor. Utah üniversitesi ekibi ilk olarak felcli hastalarla 10 kelime uzerinde calisiyormus;
Evet, Hayır, Sicak, soguk, acim, susadim, merhaba, gule gule, daha az, daha cok.
Gonullu hastalara bu elektrotlari baglayip bu kelimeleri defalarca dusunmeleri isteniyor ve hastanin verdigi tepkiler kaydediliyormus. Simdilik basari orani %28 ile %48 arasinda oynuyormus. Amaclari bu orani %90'a cikartmak. Geldikleri asamada daha fazla elektrod ve daha fazla hasta ile calismalarina devam edeceklermis.
Washington universitesi de ayni sekilde beyin dalgalarini bir robota baglayarak gerceklestirmis. Elektrotlar bagli kisi ne dusunurse robotun bu hareketleri yaptigini gorebiliryorsunuz. Video'yu izlemek icin Discovery News'a tiklayin, ilginc.

Diger yeni ve ilginc haberler
Sadece genclerin duyabildigi ses
3 boyutlu yazici artik evlerde

Hubble'in 20. yilinda evrenin cekilmis en guzel resimleri

Unlu astronom Erwin Hubble'in isim verdigi Hubble'in firlatilmasinin 20. yili sebebi ile bircok bilim sitesinde makaleler yayinlaniyor.

1990 yilinda firlatilmis. Aynalarindan birinde sorun oldugu firlatildiktan sonra anlasilmis. Astronotlar bu hatayi ancak 1993 yilinda giderebilmis. Yapimi 1.5 milyar dolara mal olmus. Bir belediye otobusu  buyuklugundeymis ve dunyanin etrafini 1,5 saatte dolasabiliyormus. Her gun dunyaya 120 GB'lik veri gonderen Hubble sayesinde 6000 makale yazilmis. Madem bu kadar uzagi cekebilecek makinalar var, neden dunyadan cekmiyorlar diye baktigimda, atmosferin goruntuyu engelledigini okudum ve kendimi salak gibi hissettim. Tabi ki di mi!!

Hubble'in en onemli gozlemlerinden biri soldaki fotograf olmus. Bu resimde evreni ve icindeki 1500 galaksiyi gorebiliyoruz ve bu bulus bilim adamlarina bircok yeni fikir vermis. 

Benim en begendiklerimden biri ise sagdaki bu fotograf oldu. Crab Nebula isimli bu super nova'nin merkezinde saniyede 30 kere donen bir neutron yildizi varmis. 2008 yilinda resmi cekilen bu super novayi ilk gozlemleyenler ise 1054 yilinda Cin ve Japon bilim adamlari olmus. Breh breh!!

Yine en buyuleyici resimleri arasinda dunyadan 6500 isik yili uzaklikta olan Serpent takim yildizlarindaki gazlarin resmedilmesi var. Hic de gaza benzemiyor ama faztazi romanindan cikmis gibi gercekten.

Hubble 2014 yilinda gorevinden okyanusa dusurulerek veya demonte edilerek emekliye ayrilacakmis.