Saturday, April 20, 2013

Tatil seçimimizi neye göre yapıyoruz?

Nobel ödüllü Princeton Üniversitesi profesörü Daniel Kahneman TED konuşmasında insanın deneyimleyen benlik (experiencing self) ve hatırlayan benlik (remembering self) olmak üzere iki benliği olduğunu söylüyor. İnsan ne kadar mutlu bir yaşamı olduğuna, hatırlayan benliğine bakarak karar veriyormuş. Durmadan fotoğraf çekmemiz, seyahat merakımız, özel günlere gösterdiğimiz özen hep hatırlayan benliğimizi etkileme çabamızdanmış. Bu deneyimler ne kadar unutulmaz, ne kadar eşsiz ise, insan kendini bir o kadar mutlu hissedeceğini düşünüyormuş. 

Özellikle tatil seçimi bu mekanizmanın devreye girdiği önemli noktalardan biri. Nereye tatile gideceğimize deneyimleyen benlik değil, hatırlayan benlik karar veriyor. Roma'ya gitsem mi daha sonra daha net ve uzun süre hatırlarım, yoksa her yıl yaptığım gibi Ödemiş'e gitsem mi? En akılda kalıcı olacak ve en derin izler bırakacak olan seçim tabi ki tercih edilecek. 
  
Beynimiz bir kere Roma'ya gitti mi, orada bir hafta veya iki hafta kalmasının toplam mutluluğu üzerinde de bir etkisi yokmuş. Bir haftalık bir ROma seyahati zaten hep hatıralarda yer edecek bir gezi olacağından, iki haftalık olmasının geri dönüşü olmayacaktır. Beynimiz ancak yeni deneyimleri kayda değer adlediyormuş. Bu durumda günlerin birbirine benzediği Covid günlerinin neden hızla geçtiği ve neden uykudaymışız hissiyatı yarattığı çok net anlaşılıyor. Hergün birbirinin benzeri olunca, hangi birini hatırlasın beynim, ve dahası neden hatırlasın? O da haklı. Otomatiğe bağlıyor herhalde.

Hatırlayan benlik hikaye anlatan biri gibi. Her hikayede olduğu gibi de, hikayenin  nasıl sonlandığı en önemli mesele. Günlük yaşayışımızda bir bitiş olmadığı için de beyin bu günleri kaydetmiyor, es geçiyor. Bu nedenle hergünün sonunda günlük tutmak, özellikle gün içinde olan olumlu olayları, öğrenimleri, kazanımları listelemek günü daha kalıcı kılması açısından etkili bir yöntem. 

Kahneman bitişin önemini gösteren çok ilginç bir çalışmadan da bahsediyor. Kolonoskopi yaptıran iki hasta grubu üzerinde yapılan araştırmada, A grubuna kısa fakat sonu acılı bir kolonoskopi yapılıyor. B grubuna ise başı acılı, sonu acısız bir işlem yapılıyor. B grubu toplam deneyimi çok daha iyi hatırlıyor. A grubu ise çok fazla acı çektiğini hatırlıyor. Eğer A grubundaki hastaların kolonoskopisi bir dakika daha uzun tutulsa ve acının sonda değil, ortada olması sağlansa, toplam operasyonun daha iyi hatırlanacağı düşünüülyor. Bitiş daha olumlu olacağından, toplam işlem de daha olumlu hatırlanacaktı. 

Bu bilgiden yola çıkarak, çocuklara yapılan tıbbi müdahaleler acaba revize edilemez mi? Bir dikiş işleminden sonra sanki işilem bitmemişçesine biraz masaj, ılık bir havlu, bandajlamayı yavaş yavaş uygulamak acaba doktor deneyimini daha olumlu kılabilir mi? 

Kahneman'ın konuşmasında mutluluk konusunda paylaştığı birçok bilgi daha  bulunuyor. İzlemenizi tavsiye ederim. 


Saturday, April 13, 2013

Moskova'da görülmesi gereken yerler

Haftaya ikinci defa Moskova'ya gideceğim. İlk ziyaretimde hava -20 dereceydi. -5, -10 daha önce İstanbul'da gördüğümüz derecelerdi ve bu sebeple -20 de biraz daha soğuk olur sanıyordum. Alakası yok! -20 ile -10 arasında sadece 10 derece değil, farklı bir iklim varmış meğer. Bu sebeple ilk önerim yaz harici oldukça kalın giyinmeniz.

İlk önerim de kesinlikle Pushkin Cafe. Muhteşem yemekleri, harika bir atmosferi olan tam bir Rusya deneyimi. Ama uyarayım, oldukça pahalı bir restaurant. Fakat kesinlikle değiyor.
Cafe Pushkin
Pushkin cafe'de kesinlikle yemeniz gerekenlerin başında Rus salatası geliyor. Türkiye'de yediğimiz Rus salatası mayonez, havuç, bezelye karışımı ağır bir meze. Asıl Rus salatası ise fotoğrafta görüldüğü gibi ve son derece hafif, içinde tavuk da olan çok leziz bir meze.

Rus salatası

Diğer önerim ise mutlaka piramit tatlısını yemeniz. İçindeki piramit şeklindeki dondurma, üzerinde karamel bir kafes ile geliyor. Sonra garson Napolyon'un Mısır'a ziyareti sırasında kendisine yapılan bu tatlının nasıl alev aldığını anlatıyor ve tatlıyı yakıyor. Karameller eriyip dondurmanın üzerine akınca ...


Kızıl meydana özellikle gece gitmenizi tavsiye ederim. Gündüz de tabiki çok etkileyici ama gece ışıklandırma ile çok daha masalsı bir hal alıyor.







Diğer bir önerim de tğm katedral ve kiliselerin içine girmeniz. Bu kadar süslü, bu kadar şaşalı katedraller İtalya'da bile yok. Ayrıca benim şansıma mı bilmiyorum ama içeride her daim ilahiler ve operalar okunuyor. Çok etkileyici.


Son olarak da Metro istasyonlarını tavsiye ederim. Metro istasyonlarının birçoğu sanki bir müzeymişçesine restore edilmiş ve gerek sanat galerilerine, gerek heykel müzelerine çevrilmiş. Alfabeden dolayı olsa gerek bana biraz karışık geldi. Rehber eşliğinde gezilmesi daha hayırlı olabilir.

Bu arada İstanbul'dan daha beter trafiği var. Mesela Kızıl meydandan havalimanına (yaklaşık 20 km) yolculuğun 3-4 saat sürmesi normal karşılanıyor.

2 aylık sıra olduğu için gidemedim ama Bolshoi balesi de görülmeli. Umarım iş gezisi için gitmediğim bir defa ben de gidebileceğim.

Keyifli geziler

Sunday, April 7, 2013

Online Eğitim kaynakları

Bugün size online eğitim imkanlarından bahsedeceğim ama aklınızda olsun ben öğretmen, eğitmen filan değilim. Sadece kendi kullandığım ve beğendiğim kaynakları paylaşıyorum. Eğer eğitim konusunda hata yapmak istemiyorsanız bir uzmana danışınız. Ayrıca eğer dikkat etmezseniz diye de belirteyim, bu yazı 2013 yılında yazıldı, siz bu yazıyı kimbilir kaç yılında okuyorsunuz :)

Birincisi artık Türkiye dışındaki üniversitelerin birçoğu hızla online eğitim imkanlarını zenginleştiriyorlar. Bugün YÖK'ün denk kabul ettiği yurtdışından online eğitim imkanları bile var. Standford'dan dahi birçok dersi tamamen online alabiliyorsunuz, online Master ve doktora da yapılabilmekte. Eğer YÖK denkliğine veya bir diplomaya ihtiyaç duyuyor ve bir sertifika ile yetinemiyorsanız hangi programın YÖK tarafından kabul edildiğini iyice kontrol edin. Bu diplomalı programların maliyeti ders başına 500-1000dolar arasında.

Gelelim asıl beni heyecanlandıran konuya, online ücretsiz eğitim. Eğer amacınız mevcut derslerinizi pekiştirmek, merak ettiğiniz konuları uzmanlarından öğrenmek, okulda olmanın keyfini yeniden tatmak, farklı bakış açıları duymak ise online eğitim tam size göre. Kendi denediğim ve rahatlıkla önerebileceğim 4 adet sistem buldum;

1) Khan Academy - Lise ve Üniversite hazırlık seviyesinde ders anlatan bir kaynak. SAL'ın  yeğenleri için kaydedip Youtube'a koyduğu dersler kısa zamanda yüzbinler tarafından ilgi görmüş ve sonunda Khan Academy Bill Gates vakfı gibi birçok dernekten destek alıp yoluna başlamış. Tamamen ücretsiz. Ders dinledikçe puan kazanıyorsunuz. Sorunuz varsa gerek öğretmenler, gerek öğrenciler hızla cevaplıyorlar. Bir soruyu cevaplarsanız siz de puan kazanıyorsunuz. Ayrıca en güzeli Türkçe tercümesi de mevcut. Fizik, matematik, biyoloji, kimya, bilgisayar programcılığına giriş gibi konularda özellikle tavsiye ederim. Tarih, coğrafya gibi konular ülke detayında olmadığından limitli kalabilir. Herhangi bir zaman, mekan kısıtı yok, istediğiniz zaman girip istediğiniz dersi dinleyebilirsiniz. Türk üniversitelerine girişte faydası olmaz ama yurtdışındaki üniversitelerde eminim Khan Academy puanı da ileride önem kazanacak. Bu sebeple Facebook  veya Google hesabınız ile bağlanmanızı tavsiye ederim.


2) Coursera - Khan Academy'nin Üniversite seviyesinde olanı. Yüzlerce konuda ders, farklı üniversitelerden farklı profesörler tarafından veriliyor. Stanford'dan Tokyo Üniversitesine, Princeton'dan Ecole Polytechnique'e kadar birçok saygıdeğer üniversiteden dersler var. Derslerin belirli başlangıç tarihleri ve belirli süreleri var. Derse katıldığınız süre zarfında ödevler veriliyor, dersler günlük olarak video olarak ekleniyor ve izlemeniz isteniyor. Bazı derslerde direkt öğretmenler ödevleri kontrol edip, değerlendirirken, daha kalabalık sınıflarda öğrenciler birbirlerinin ödevlerini değerlendiriyor. Bence ders zenginliği ve kalitesi anlamında en başarılı olan sistem. Ayrıca derslerin çoğunun sonunda sertifika veya bir referans mektubu da veriliyor. Verilmediği durumlarda derse yazılırken zaten bilgi veriliyor. ne yazık ki Türkçe seçeneği yok.

3) Venture lab - Stanford'un daha çok girişimcilere yönelik programı. Ders sayısı ve kapsamı çok kısıtlı fakat derslerin kalitesi çok yüksek. Özellikle teknoloji girişimcisi olmak isteyenler için hemen her dersi şiddetle tavsiye ederim. Tina Seelig'in yaratıcılık dersini aldım, dünyanın 15 farklı yerinden 20 farklı milletten insan ile birlikte dersler yaptım, problem çözdüm, çok eğlendim. Burada da yine sertifika vs yok. Sonunda bir teşekkür epostası alıyorsunuz. Türkçe de bulunmamakta.




4) Itunes University - Apple kullanıcıları için muhteşem bir kaynak. Khan Academy'nin Üniversite seviyesi. İnternette bulunan hemen tüm derslere Itunes University üzerinden yazılabiliyor ve dersleri istediğiniz zaman dinleyip, izleyebiliyorsunuz. Çok geniş bir ders yelpazesi, hemen tüm üniversiteler burada mevcut. Türkiye'den şimdilik sadece Sezin Okullarını görebildim.



5) Ted-Ed: Henüz beta aşamasında olan TED'in yeni eğitim portalı da güzel başladı. Videolar çok kaliteli, basit ve anlatımlar çok akıcı. Kısa kısa, genelde grafiklerle hazırlanmış videolar. Hatta dersin sonunda sorular sorabilme seçeneği dahi var. Öğretmenler buradan dersleri seçip, öğrencilerine özel sınav bile yapabiliyorlar. Şimdilik biraz katalog olarak karışık geldi ama alışırım yakında :)