Wednesday, May 19, 2021

Aşı tarihi

Bugünlerde dünya Covid aşı kampanyaları ile meşgulken, bundan yaklaşık 400 yıl önce atalarımız çiçek hastalığını dünyadan yok etmek için benzer bir yarış ve dayanışma içindelermiş. Arada yüzyıllar olsa da, birçok benzerlik bulduğum bu geçmişi belki benim gibi merak edenleriniz vardır.


İLK AŞI UYGULAMALARI 

Çiçek aşısı uygulamasına ilk olarak 1600'lü yıllarda Çin imparatorluğunda rastlanıyor. Çocukluğunda kendisi de çiçek hastalığı geçirmiş olan imparator K’ang His, iki oğlunu da çiçek hastalarından alınan cerahatin burun deliklerine sokulması yöntemi ile aşılatıp, herkesin aşılanması için de halkına duyuruda bulunmuş.

Burundan uygulanan ilk çiçek aşısı 


Dünyadaki ilk aşı destekçisi yönetici de yine Çin İmparatorluğundan çıkmış;  İmparator K'ang. 

"Hükümranlığıma sunulan aşılama metodu, siz oğullarım, kızlarım, akrabalarım üzerinde başarıyla uygulanıp, mümkün olan en mutlu sonuçla çiçek illetine galip gelmiştir. Başlangıçta, bu aşıyı bir iki kişi üzerinde denettiğimde, bazı yaşlı kadınlar beni savurganlıkla suçlamışlar ve son derece kati bir şekilde aşılamaya karşı çıkmışlardır. Bu başkaldırı karşısında gösterdiğim cesaret milyonlarca kişinin sağlığını ve hayatını kurtarmıştır. Bu benim çok gurur duyduğum, son derece önemli bir meseledir." İmparator Kang



Aşı tarihinde Türk kocakarılarının da önemli bir yeri olduğunu biliyor muydunuz?

Her sonbahar ayı kadınlar evlerde toplanır, çiçek olan hastalardan aldıkları cerehatleri çocukların kol veya bacaklarında açtıkları çiziklere sürerek uygularlardı. Bu kocakarı uygulamasının işe yaradığına şahitlik eden Osmanlı’nın İngiliz büyükelçisinin karısı olan Lady Mary Wortley Montagu yöntemi İngiltere’ye getirdi. İlk başlarda Montagu’yu ve getirdiği kocakarı ilacını ciddiye almasalar da, 1712 yılında çıkan bir salgın esnasında Wales Prenses’i Lady Montagu’ya kulak verir ve iki kızını bu kocakarı yöntemi ile aşılattırır. Çocuklarda olumlu sonuç veren yöntem, yetişkinlerde denenmek üzere 7 idam suçlusuna uygulanır. Birer doz çiçek aşısı verilen idam suçlularına daha sonra tam doz çiçek hastalığı bulaştırılır. Adamlardan hepsinin sapasağlam olduğu görülünce aşı rüştünü ispatlamış sayılır ve yayılmaya başlar. (İdam suçluları da özgürlüklerine kavuşur)



Fakat bu ilk aşının yan etkileri de vardır. Bejamin Frankin'in 1759 yılında bastırdığı broşürde de anlatıldığı üzere, aşının koruyuculuğu yüksek fakat tam değildir. Halkın bir bölümü, bugün olduğu gibi aşıdan korkar ve yaptırmayı red eder. 





Amerikan halkının aşılanmaya karşı olan negatif tutumu Ingiliz ordusunun avantajı olur. İngiliz kumandan, Kanadalı gönüllüleri aşılar ve Amerikan ordularına çiçek bulaştırmaları için gönderir. 10.000 kişilik Amerikan ordusunun yarısı çiçek hastalığı sonucunda hayatını kaybeder ve Kanada Amerika’ya bağlanmaktan kurtulur. Bugün Kanada bağımsız bir devlet olmasını bu uğursuz hastalığa borçludur. Dönemin Amerikan başkanı Adams çiçek hastalığı ile ilgili şöyle demiştir;

"Kanada'da karşılaştığımız talihsizlikler taştan kalpleri dahi eritmeye yeter. Çiçek hastalığı İngiliz, Kanadalı ve Kızılderililerin toplamından 10 kat beterdir.  Quebec'den çekilmemizin sebebi budur."

Kanada’da yaşanan bu olay sonrasında, komutan George Washington çiçek hastalığı geçirmemiş tüm askerlerin zorunlu olarak aşılanmasını emreder. Yavaş yavaş aşı diğer eyaletlerde de zorunlu hale getirilmeye başlar. Hatta aşı olmayanlara 1500dolar para cezası veya 6 ay hapis cezası uygulanması getirilir.

GELİYORUZ EDWARD JENNER'A

Edward Jenner 1976 yılında aşıyı bulan ilk kişi olarak tarihe geçmiştir.

İngiltere’de Gloucestershire’da yaşayan Jenner, kasabasındaki sütçülerin ciltlerinin her daim çok pürüssüz olduğunu ve neredeyse hiçbirinin çiçek hastalığı geçirmediği gözlemleyerek, sebebini araştırmaya başlar. Soruşturmaları sonucunda bir inek hastalığı olan sığır çiçeği hastalığı geçirdiklerin çiçek hastalığı geçirmediklerini öğrenir. Sığır çiçeği hastalığı ile çiçek hastalıkları aynı familyadan gelmektedir. Siğır çiçeği bir cilt hastalığıdır ve çiçek hastalığından daha hafif seyri vardır. Jenner bu bilgiyi gözlemlemeye ve araştırmaya başlar. Uzun bir süre gözlemledikten sonra birgün Sarah Nelmes isimli, sığır çiçeği geçirmekte olan bir hasta kapısını çalar. Artık deney yapma fırsatının ayağına geldiğini düşünen Jenner, Nelmes’in yaralarından cerahat alarak, bahçıvanının 8 yaşındaki oğlu James Phipps’i sığır çiçeği ile aşılar. Birkaç hafta sonra James’i çiçek aşısı yöntemi ile aşılar. James dönemin çiçek aşının yan etkilerini dahi göstermez. Jenner deneyi başka kişiler üzerinde de deneyip, geçerliliğine ikna olur. Yan etkisi olmayan, ölüme sebep vermeyecek bir aşı bulunmuş, çiçek hastalığından kurtulma imkanı doğmuştur.


Jenner’ın bahçıvanın oğlunu aşıladığı önemli anı ölümsüzleştiren tablo



AŞININ YAYGINLAŞTIRILMASI 

Jenner hayatının geri kalanını aşıyı duyuracak yazılar yazarak ve haftada bir bahçesinde yoksulları ücretsiz aşılayarak, dünyayı çiçek hastalığından temizlemeye gayret ederek geçirir. Jenner bir mahalle doktorudur ve çiçek hastalığı aşısının nasıl yapıldığını tüm meslekteşlarına öğretip, dünya çapında kulaktan kulağa, elden ele bu yöntemin uygulanmasını ve çiçek hastalığının ortadan kaldırılmasını amaçlar. İnsanlığa örnek olması gereken bu davranışı ile Napolyonu dahi etkiler. İngiltere ve Fransa’nın savaşmakta olduğu dönemde, Jenner Napolyon’a bir mektup göndererek, savaş tutuklusu olan iki İngiliz dostunun serbest bırakılmasını rica eder. Sevgilisi Josephine’in de desteği ile Napolyon “Bu adam ne isterse istesin, red edilmemelidir” buyurduğu bilinir. Here here!

Wellcome trust arşivinden


1800 yılında Harvard profesoru Waterhouse, Amerikan başkan yardımcısı Thomas Jefferson’un onayı ile aşıyı Amerika’da denemeye başlar. Waterhouse, Jenner gibi cömert biri değildir, kapitalisttir. Aşıyı tekelleştirip, büyük gelir elde etme niyetiyle, aşıyı para ile satmaya ve yöntemi öğrettiği doktorlardan pay almaya başlar. Aşı fiyatları artınca, halk iptidai yöntemlere başvurur ve ilkel yöntemlerle aşıyı çoğaltmaya, uygulmaya çalışırlar. Fakat bilinmeden yapılan bu uygulamalardan 68 kişi hayatını kaybedince durum sarpa sarar. Durumun vehameti karşısında diğer doktorlar da İngiltere’den aşı yöntemini öğrenip, Waterhouse’un tekelini kırmayı başarırlar.

Dünyanın dört bir yanında aşı kampanyaları çoğalır ve yıllar içinde zorunlu hale gelmeye başlar. Zorunlu aşı uygulamasını ilk olarak Napolyonun kız kardeşi, sonrasında da 1853 yılında İngilizler tarafından zorunlu hale getirilir.
Bugün halen bebeklere doğumununun ilk 3 ayında yapılan çiçek aşısı, kolumuzda hayat boyu bıraktığı izle bizlere güvende olduğumuzu hatırlatıyor.

Covid aşısının izi de kalmıyor.

Hadi sıra bize gelse de, biz de olsak.


No comments:

Post a Comment