Wednesday, May 18, 2011

Yaşayan mimari inanılmaz.

Belgesel sevenler belki bilirler, BBC'de Sir. David Attenborough isimli dünyanın en harika ses ve anlatımına sahip bir belgeselci vardır. (Planet Earth'ü izlediyseniz oradaki ses, sağda.) 

Bugün youtube'da bulunan belgesellerini izlerken çok ilginç bulduğum bir konuya rastladım sizlerle de paylaşmak istiyorum.




Konu: Yaşayan köprüler 



Strangler fig isimli, çok hızlı büyüyen ve kökleri ile her yeri saran bir ağaç var. Lord of the rings filminde bol bol görme şansımız olmuştu. (tam türkçesini bulamadım ama "manyak katil incir ağacı" olsa gerek) Bu ağaç henüz minik bir fidan iken kök salmaya başlıyor ve bulduğu ilk ağaca kökleri ile sıkı sıkı, sarmaşık gibi sarılmaya başlıyor. Ağacı o kadar sıkı sarıyor ki, ağaç sonunda ölüyor. Bunu nasıl becerdiğini izleyince kesinlikle ürperiyorsunuz.  Ama daha şaşırtıcı olanı Hintlilerin ağacın bu çılgın özelliğini nasıl avantaja çevirdiği.

Hindistan'da Meghalaya isimli bir bölge varmış. Bu bölge dünyanın en çok yağmur alan yerlerinden biri. Bu sebeple de dünyanın en çılgın nehirlerine sahip. Burada yaşayan halk zaman zaman coşan nehirler sebebi ile ulaşımda sıkıntı çekebiliyor. Bunu aşmak için Stangler Fig köklerini kullanarak kendilerine yaşayan köprüler inşa etmişler. Ağacın kökü o kadar kuvvetli ki, en çılgın nehirler bile bu köprüyü yıkmayı başaramıyor.


Dahası Strangler Fig ne kadar hızlı gelişse de sonuçta bir agaç. Gelişmesi ve köklerinin uzaması tabi ki nesiller sürüyor. Bu sebeple köprünün bakımını üstlenmiş ailelerde babadan çocuklara geçen bir öğreti. İşte sürdürülebilir mimarlık ve tasarım. 

2 comments:

  1. ismide hakkı olmadan başkasının işine karışan yemiş manasına geliyor. çok iyi özetlemiş.
    ilginç

    ReplyDelete
  2. haha "hakkı olmadan başkasının işine karışan yemiş" harika tanımlama gerçekten.

    ReplyDelete