Bugün dünyada toplam 442 nükleer reaktör bulunuyor ve üretilen enerjinin %14'ünü üretiyor. 1986 yılında Çernobil felaketi sonrası herkes nükleer reaktörlere şüphe ile yaklaşır olmuştu. Fakat küresel ısınma ve fosil kaynakların tükenmeye yüz tutması ile birlikte nükleer santraller tekrar gündemimize girdi. Peki nükleer reaktörlerin zararı nedir?
Radyasyon sızıntısı
Radyoaktif atıklar
Soğutma cihazlarının devre dışı kalması
Radyasyon sızıntısı
Gün içinde çok farklı şekillerde zaten radyasyona maruz kalıyoruz; dünyanın kendisinin yaydığı radyasyon, güneşten gelen, bilgisayar ekranları, TVler, röntgen cihazları gibi insan yapımı cihazların yaydığı radyasyon. Bir insanın da gün içinde tolere edebileceği bir radyasyon seviyesi var. Bu seviyenin üzerine çıkıldığında kanser riskinde bir artış olabiliyor. Birçok uzman nükleer santrallerin yarattığı olağan radyasyonun tehlikeli olmadığını söylüyor. 2009 yılında Almanya'da yapılan bir araştırma ise bunun tam tersini. Araştırmaya göre bir nükleer santralin 3 km civarında yaşayan çocukların lösemiye yakalanma riski diğerinden 2 kat daha yüksek.
Radyoaktif atıklar
Bir nükleer santralin görevi atomu parçalarına ayırıp, enerji üretmektir. Bu işlemi su dolu tanklar içinde yaparlar. İşlem tamamlandığın radyasyon ile yüklü bu sular boşa çıkar ve reaktörün içindeki havuzlarda temizlenmek amacı ile 30 yıl boyunca tutulur ve ölümcül olduğu için doğaya dökülmez. Bu suyun içinde bulunan diğer atıklardan bazıları ise ancak 24.000 yıl sonra zararsız hale getirilebilmekte. İnsanları en tedirgin eden de, bu atıkların yerleşim yerlerin çok yakınında bulunuyor olmasıdır. Amerikan hükümetinin bu atıkları Nevada'daki Yucca dağının içinde saklama planı Obama hükümeti tarafından rafa kaldırıldı. Obama, daha iyi bir plan bulana kadar atıkların reaktörlerin içinde kalmaya devam edeceğini söyledi.
Soğutma devrelerinin bozulması
Olabilecek en katastrofik senaryolardan biri de, bugünlerde Japonya'daki Fukishima reaktöründe olan reaktör haznesinin soğutma ünitesinin devre dışı kalması. Atomun parçalarına ayrılması esnasında ortaya çok yüksek ısı çıkar. Reaktör bu ısının yükselmemesini sağlayacak şekilde soğutulmaktadır. Bu soğutma ünitelerinin bir şekilde devre dışı kalması ile tanklar erir ve tüm radyoaktif atık etrafa yayılır. Bir patlamanın da, tank erimesi ile benzer bir etkisi vardır.
Peki Japonlar neyi yanlış yaptılar? Okuduğuma göre bir nükleer reaktörün yapımında ihtimaller göz önünde bulunduruluyor. Bir aksiliğin olma olasılığı ile, yaratacağı etki göz önünde bulundurularak reaktör dizayn ediliyor. Japonlar tabi ki reaktörlerini büyük bir deprem olasılığına göre inşa etmişler. 5.4 metre yüksekliğinde Tsunami dalgakıranları inşa etmişler. Fakat 9 büyüklüğünde bir deprem ve 15 metre yüksekliğinde Tsunami olabileceğini hesaba katmamışlar. Bazı uzmanlara göre bu tip yapıların risk olasılığı hesaplanırken en olası senaryolara değil, olasılığı en düşük ama etkisi en yüksek olan senaryolar düşünülerek plan yapılmalı. Ne yazık ki haklılarmış.
Süper bir yazı eline,kafana sağlık
ReplyDeleteteşekkürler :) alakalı bir konuda belki bunu da sevebilirsiniz.
Deletehttp://www.meraklinane.com/2011/05/fosil-yaktlar-bitince-ne-yapacagz.html